1 Eylül 2024 Pazar

yollar

merhaba, 

herkesin çok iyi olduğunu umarak epey ara verdiğim yazılarıma dönüyorum... 

bazen istediği yöne gitmiyor insanın hayatı, kürekler elimizde olsa dahi kayığımız bizim hedeflediğimiz istikamete ilerlemek yerine suyun ritmine kapılıyor, sanki istemediğimiz olaylar giderek büyüyor, olmayana ergi. kimi zaman da kayalıklara çarpıyoruz. bu noktada ne yapmak lazım? yüzüp karaya çıkmak mı, yola devam etmeye çalışmak mı? şahsi ombudsmanlarımla istişare imkanım yok, kılıcım çekili, savaşa hazır durumda ilerliyorum. savaşa hazır olmak mı savaşı çağırıyor acep? bu yorucu ortamdan kurtulmak istedikçe çığlıklar artıyor adeta, tamtamlar çalıyor, arjuna oku atacak, kaçış yolları kapalı.


her zaman doğru kararı verememek eskiden üzerdi beni, kızardım da kendime, son yıllarda yanlışların beni ben yaptığını, asıl hatalarla öğrendiğimi anladım.gerçekte yanlışlar bize öğretiyor. her şeyi deneyimlemeye fırsat yok, zaman kısıtlı, yine de tecrübeler adeta altın değerinde. acı, tatlı tecrübeler... insan ne kendi beynine söz geçirebiliyor ne de kalbine. ikisi pek az ortak paydada buluşuyorlar, adeta aralarında asallar. birinin olur dediğini öbürü kabul etmiyor, beriki zorla olur dese bu kez diğeri itiraz ediyor. sanıyorum keremo'nun annesi olmak dışında tüm hücrelerimle hemfikir olduğum konular sayıca az.

hayat bir okul, her saniyesi insana bir şey öğretiyor, kabuğumu hafif araladığımda dizginler elimden kayıyor, bunun sonucu olarak daha sert kabukla kaplıyorum kendimi. kendimi tamir sürecine giriyorum, tadilattan sonra görüşmek üzere.

sevgiyle kalın



Hiç yorum yok: