21 Ağustos 2017 Pazartesi

high hopes

selam, hepinize içtenlikle selam...

yine olaylar olaylar. ve olaylar arasında yazmayı ihmal etmiş bir ben. biliyorsunuz kuzu kuzu meee, sekizinci sınıfı başka bir ülkede okudu. inanılması güç ama ilk yıl bitti. temmuz ayında ödül ve okul kapanış törenine katıldık veeeeee ardından yağmur ve seller içinde bir kaç gün geçirerek yurda döndük. mehmet yurdadön.

okuldan dönüşte artık gelenekselleştiği üzere yol üstündeki restoranda mola verdik, bu kez incila eşlik edemedi bize, keremo siparişini fransızca vermiş, güzelce anlatmış, istediği yemeği almış, kıt kanaat ingilizce ile her yerde idare etmeye çalıştığımdan, çocuğum adına çok mutlu oldum. bakınız o dönüş yolculuğunundan mutlu anne gözüyle keremoooooooooooooooooooooooooooooo


gidişim ciddi maceraydı, lakin konunun baş aktörleri incila'nın abla ve eniştesi olduğu için detayları paylaşmamak daha uygun olur kanaatindeyim. keremo'nun okuluna kadar olan üç saatlik yol nasıl korkuttu beni, bulup bulamayacağımdan, yaban ellerde otomobil kullanmaya kadar her aşaması dehşete düşürdü. sonra gidince gördüm ki; olayın kendisi değil, düşüncesi korkutuyor insanı. ders 1...


önümüzde 7-8 haftalık kocaaaaaaaa bir tatil var derken, işte o tatil bitti bile, kaldı bir hafta. yine okula gitmek için yollara düşeceğiz. annesinin bir tanesi. Allah'a emanet ediyorum seni.

epeydir yazmayınca konular çok birikmiş, işten ayrıldığımı veya atıldığımı da sizinle paylaşmadığımı fark ettim. gerçi, çeşit çeşit memnuniyetsizliklerin üst üste bindiği şirketten ömür billah kendim ayrılmayı başaramazdım, o sebeple a.u.'nun bana haksız yere avazı çıktığı kadar bağırması yardımcı oldu. hem işten ayrıldım, hem de haksız olmadım. ayyyy daha güzel şeylerden bahsedeyim.

bu sayede yazın her gününü keremo ile geçirme şansım oldu, tabi onun plan ve antrenmanları elverdiğince. şu yotuberlık işine iyice bağlandı.sürekli bir video çekme, konu bulma, buluşmalar tertip etme halinde kendileri. olsun, istediğim zaman gidip şapır şupur öpebiliyor, sarılabiliyorum ya, bu yeter bana.

epeydir yayınlamadığım arkadaşlı fotolardan bir iki tane paylaşayım, yiğit ve emre de bu hafta sonu bizimleydiler.


aaa bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, üzerindeki forma 18 ağustos 2017 kasımpaşa karşılaşması sonrası, bizim futbolcuların imzaladığı formadır. q7'nin imzasının hangisi olduğunu anlamadım ama keremo hepsinin kimin olduğunu tespit etti. "yıkanınca imzalar çıkar mı" diye sordum, epey kızdı. yüksek de "kuru temizleme yapalım o zaman" diye fikir buldu :-)

hatta formanın görüntüsü işte de budur:


bu yıl neler oldu diye geriye baktığımda; çoğunlukla keremo'nun olmadığı günler aklıma gelir sanıyordum, oysa öyle olmuyor, buraya tatile geldiği zaman olanlar, ortaya çıkan komik durumlar, eğlendiğimiz anlar gözümün önünde beliriyor. çok sevindirici.

fahire teyze'yi, perihan teyze'yi kaybettik, ilk kez benim ve incila'nın doğum gününü burada birlikte kutladık. dünyanın her yerinde abuk subuk patlamalar ve terör saldırıları oldu.
  bu benim doğum günümde, yüksek ve incila...


bu da incila'nın doğum gününde incila :-) bu esnadan ben video çektiğimi sanıyordum, yanılmışım :-)

efo ziyaret etmişim. o da foto çekilirken bile talimat vermeyi sürdürmüş, dominant adam velhasıl :-)


ekim ayından beri tayyare cemiyetine gidemedim, hep işsel bahaneler oldu. 3 temmuz'da işten ayrıldım lakin bu kez de cemiyet tatile girecekti, bir iki haftalığına başlamak sakil bir durum olacağıdı. inşallah kuzu kuzu meee'yi okuluna yerleştirip dönünce, hem cemiyete, hem spora hem de benim için çok önemli olan thai chi chuan'a başlamak istiyorum. bu arada bir iş de bulmak lazım tabi, para kazanmak gerekli elbette. umarım firu ile başladığımız iş hayırlı bir şekilde olur. geçen keremo diyor ki; anne sen ne maceralı işleri seviyorsun, olursa şahane olan, olmazsa da hiç olmayan işler buluyorsun, ortası yok!... pis çocuk, sen kendine bak.

aklıma gelmişken, geçen akşam konuşurken dramayı çok sevdiğini söyledi, belki de oyuncu olmalıyım ben dedi. bunu da tarihe bir not olarak düşelim.

bu fotoda kendileri okulda, sahnede... canım yavrum, sen nasıl mutlu olacak ve kendini en iyi nasıl ifade edeceksen o iş olsun inşallah.

bugün 21 ağustos 2017, pazartesi, yüzyılın en büyük güneş tutulmasının gerçekleşeceği gün, sadece abd'den izlenebilecekmiş, türkiye'den de izlemek istersek 2060 yılını beklemek gerekecekmiş. 87 yaşında olacağım o zaman. efo'nun şimdiki yaşı yani. kısmet...

barcelona'daki saldırıdan sonra, bugün de marsilya'da bir araç halkın arasına daldı. kötü niyetli, haris yöneticilerin kararları yüzünden dünyanın her yerinde masum insanlar ölüyorlar. nerede, nasıl olduğu önemli değil, birinin durup dururken bir başkası tarafında katli insanın canını yakıyor, coğrafyadan, ırktan, dinden bağımsız bir durum bu. anlaşıldı mı bilmem? sosyalizm bunun için gerekli, kaynaklar adil dağıtılırsa, hepimiz bir üst ırka evrimleşmeye çalışıp kişisel aç gözlülüğümüzden uzaklaşmayı başarırsak, bilim insanlarının sözlerini dikkate almaya başlarsak, dünya daha güzel bir yer olacak.

sevgiyle kalın...