30 Haziran 2013 Pazar

yeni dönem

hayatta her gün yeni gün ancak bazen yeni gün gelecek daha güzel ve umut dolu günlerin habercisi olabiliyor. mayıs sonu ve haziran başı bünyemde bahar çarpması etkisi yaptı. mutluyum, daha mühimi umutluyum. keremo, vatanım, tanıdıklarım ve tanımadıklarımın davranışları umudumu körükleyen öğeler oldular.

daha açık yazamıyorum her zaman olduğu gibi. lütfen okuyucularım sizi mutlu eden şeyleri ve hayatınızdaki dönüşümü düşünün, mutluluk yanı başımızda. küçük prens kitabını tekrar okuyoruz ve mahabarata destanı'nı.

sevgiler
uygulanacak prensipler :-))))


dostlukları hayranlık uyandırıcıydı, örnek alınası...


yaz akşamı balkondaki eskimom... aniden gelen ürperti kuzumun bu kılığa girmesine sebep oldu.


kendimi de yayınlamak istedim, bkz. mutlu ve umutlu insan.



kuzu yeni bandanasını modelden modele sokarken, dünyanın en muhteşem herifi budur, o kadar.


ben 4, yüksek 1 yaşında. o zaman da omuz omuza ve yan yanayız. canım benim, her üçünüzü de çok seviyorum, Allah beni sizsiz bırakmasın. 

7 Haziran 2013 Cuma

oratoryo buratoryo

bu akşam crr'de yunus emre oratoryosuna gittik keremo ile. çocuklar ellerinden geleni yapmış ama olmamış. benim kulaklar müziğe eşlik eden ve normal formundan dışarı soprano, alto, mezzo soprano, tenor, bas vs olarak çıkan seslerden anlamıyor. konser boyunca zehra'yla milyonlarca gülecek şey bulduk. hatta -utanarak söylüyorum- susmamız için bizi bir kaç kez ikaz eden kerem'den başka, seyircilerden birisi de sesimizden rahatsız olduğunu belli etti. oysa fısıltıyla konuşuyorduk. gerçi bir an zehra gülerken puhhaahhahhaaa gibi bir ses çıkardı.

kanon tekniği ile 4 dizelik şiiri yarım saat boyunca uzattı da uzattılar. şef de bütün akrabalarını toplamış koroya, kimisinin suratı utançtan kıpkırmızıydı. o kadar adam toplandınız oraya, çalın bir thin lizzy'den "whiskey in the jar" da keyfimiz gelsin, di mi ama? (ref. turgut özal "semra bi kaset koy da neşelenelim")

saat sabahın dördü, on gündür, malum olaylar başlayalı beri haberleri takip etmekten uyku düzenim bozuldu, hayalet gibi yaşıyorum. gidip uyuyayım en iyisi, belki sabah her şey daha güzel olur. aklıma gelmişken, eflatun hoca ile konuşacağım, nöropsikiyatri uzmanı ne de olsa, koskoca prof, sorularıma yanıt bulacaktır elbet.

hattı zatında kitleler için de faydalı noktalar olduğunu hissedersem, hem soru hem de cevap kağıtlarını buradan ifşa ederim.

hadi şimdi siz de gidin yatın, günah bir yazı okumak için bu saatlere kadar. hadi hemen uyuyun, dinlenin ve enerji küpü şeklinde yeni güne başlayın.

öptüm hepinizi