15 Ekim 2012 Pazartesi

efendiiiim, yeni bir hafta, yeni bir umut, kırık bir parmak. gerçi insanın kalbi kırılmasın, değil mi? çomartesi arkadaşlarla, basketbol topu kullanarak ortada sıçan oynadık. bir an yüzüme doğru hızla yaklaşan topu gördüm, engellemek için hamle yapınca da top elimde patladı. netice: sol el serçe parmak kemiğinde kırık, 3 hafta atelle dolaşmak. başta da söylediğim gibi, gönüller kırılmasın... bundan daha önemlisi yelken yapmaya başlayan keremo D1 belgesini aldı bile :-) artık tek başına yelkenle açılabilir. var mı bundan güzel haber?

3 Ekim 2012 Çarşamba

g ü n a y d ı n

bu sabah neşeli bir giriş yapmak isterdim, okuduklarımız, duyup yaşadıklarımız buna müsaade etmiyor. kendimi bir karınca olarak görmek istiyorum, olup bitenden etkilenmeden yoluna, çalışmasına devam eden. aslında öyle değil miyiz? ne farkımız var? her durumda yoluna devam etmeli insan. en son insan dünyadan göçene kadar. aklıma gelen şeyleri hayata geçirmeye çalışıyorum, görünmez bir el beni tutuyor. içimdeki kahraman çıkmalı ve kendi hayatımı, keremo'nun hayatını yoluna sokmalı. herkesin kahramanı kendinde, öyleyse bana bunu yaptırmayan ne? korku? sanmam. tembellik? o da değil. cesaret eksikliği, özgüven eksikliği... olabilir. özgüven de etrafa güven de tükendi bende. umarım bir ışık gelir, kendimi toparlamama yardım eder, kahramanımla beraber. sevgiler...