19 Ocak 2008 Cumartesi

past / present hatta continuous / future


arkideşler ( aklıma akide şekeri geldi nedense size böyle seslenince. yani size aynı zamanda şekerlerim benim de demek istiyorum içimden tabi. siz duymadan. çünkü şımarmanızı da istemiyorum ) 30 kasim itibarıyle başlayan makus talih gömleğimi muharrem 10 itibariyle çıkarmış bulunmaktayım ( inşallah tabi ). [ bu kez yazılarım pek bir perihan mağden yazılarına benzedi. gerçi ben zaten çok severim onun yazılarını, oooh mis gibi eleştirilerini, erkek hegamonyasına karşı çıkan don kişotum benim şeklinde ]

artık güzel ve neşeli günler geldiğine göre daha dünyevi ve eğlenceli şeyler konuşabilmeyi diliyorum. yazacak pek çok konu var amma velakin şimdi gitmem gerek. en kısa sürede görüşmek üzre, beni özleyin canlarım. bir de yağmur ve kar yağmasını dilerim tabi, konuyla alakası olmasa bile bu sayfa benim değil mi canım istediklerimi yazarım. zaten okumuyorsunuz.

öptüm sizi yanaklarınızdan, çok eğlenin, dinlenin bu haftasonu. önümüzdeki hafta okuyacak çok yazılarınız olacak, tarafım(ız)dan kaleme alınmış, di mi zehrişko???

9 Ocak 2008 Çarşamba

i found my own true love was ooooon aaaaa blue sunday

nasılsınız canlarım? pardon, duyamadım? neden? hava soğuk diye mi? sıcakta pestilimiz çıkarken daha mı iyiydi? soğuk güzledir, diri tutar, canlı tutar. kendimize geliriz. pelteleşmeyiz. şimdi hadi bakalım alıyoruz paltolarımızı, çıkıyoruz barbaros bulvarının başına ve denize doğru yürüyoruz. olmadı çıkalım gümüşsuyu'nun başına, koşarak vuralım kendimizi aşağıya taaa dolmabahçe'ye kadar. bu ikinci öneri benim yıllardır denemeye yeltendiğim, her buhran anında " koşarak incem gümüşsuyu'ndan aşağıya, bağıra bağıra " diye içimden geçirdiğim bir kaçış sendromumdur.

bu da olmadıysa alın mp3'ünüzü vurun kendinizi yollara, yedi tepeli şehirde veya tepesiz şehirlerimizde. yürüyün de yürüyün. ayak tabanlarınız ağrısın, parmaklarınız su bile toplasın. bacak kaslarınızın çalıştığını hissedin. o ağrılarla beraber kafanızdaki menfi bütün düşüncelerin uçuşup kaybolduklarını duyumsayacaksınız. eve dönünce de ayaklar feci ağrıdığından hemen ılıktan sıcak mamafih sıcaktan soğuk bir leğen sabunlu su hazırlayıp çimdirin ayaklarınızı içinde. yarım saat sonra kurulayın ayaklarınızı ve kremleyin. hemen pamuklu bir çorap geçirip üzerine ısınmalarını sağlayın. derken evden birinin çayı hazırlamasını beklerken alın iki yastık, koyun ayaklarınızın altına, uzanın. perdeleri açıp bulutlara bakarak hayal kurun. unutmayın " ....gündüzleri hayal kuranlar, (yalnızca) geceleri hayal kuranlardan kaçan birçok şeyin farkındadırlar.... "

hadi iyisiniz bugün de benden birşeyler öğrendiniz, yarın hicri yılbaşıymış. arka arkaya sürekli yeni yıllar geliyor. demek ki seneye iki yılbaşını ( hicri, miladi ) tam anlamıyla one after another yaşayacağız. öyleyse hep beraber ve solo şarkılar...

keremo's mom

3 Ocak 2008 Perşembe

millipiyango sonuçları


arkadaşlar, hiç yanaşmayın; şöyle ki

3 x 12 YTL = 36 YTL ( yarım biletler )
6 x 6 YTL = 36 YTL ( çeyrek biletler )

toplam 72 YTL yedirdiğim 9 adet biletime hiçbir ikramiye isabet etmemiştir. sonuç;

millipiyango = 9
ben = 0

elimde sadece başocan'a biletlerin numarasını verirken bir tanesini bir milyon YTL kazanan numara olarak (4561081) vermem neticesi evdekilerin attığı sevinç çığlıklarıyla dalga geçebilmem kaldı. o kadar sevindi o kadar sevindi ki başocan anlatamam, telefonu kulağımdan uzaklaştırdım sevinç sesleriyle beni sağır etmesin diye. sonra numarayı internetten verdiğimi öğrenince benim üç sene espri yapmadan da idare edebileceğimi söylediler.

bugün de bir psikiyatrist ilen tanıştım ( kendim içinse namerdim ), her ruh halini bilen biri ne güzel.

başkaca yazacak birşey yok, soğuk, kar. heryer kar yağarken çok güzel görünüyor. bugün en son teknoloci ürünü mp3 playırımdan yayılan müziğe eşlik eden karlar nasıl hoşuma gitti anlatamam, hakeza istiklal caddesi yürüyüşüme de.

yarın keremo'nun babası kore'ye gidiyor ( keremo diliyle koya'ya ). umarım çok rahat gider gelir.bugün ben otobüsle şirkete dönerken keremo " anne otobüs şoförü hem hızlı sürsün hem de yavaş. karışık sürsün babamın portakal suyuyla greyfurt suyunu karıştırması gibi karışık " dedi :-)

bu arada otobüste bir vergi dairesinde çalıştığı kendi sözlerinden anlaşılan ve de işini bilen bir memur olduğuna şahit olduğumuz bir adam ( müvekkille yaptığı telefon konuşması eminim otobüsün dışındakilerce bile duyuluyordur ), bir afrikalı, afrikalı adamcağıza " sen senegalli misin, nerelisin " diye Türkçe laf atan ve bu lafına da afrikalının kendi dilinde verdiği mütenasip cevaba maruz kalan bir vatandaş, koltuk yumruklama sporu yapan bir sporcu kardeşimiz, ayakta durup sürekli nezle muzdaribi burnunu silen homo sapiensler ile doluydu. ya, bilmiyorum nasıl ifade etsem; kaçınız heidi'nin büyükbabasınn alp dağlarındaki tesislerini bilir? işte o bilenlere bu sözüm: siz de bu şehirden kaçıp oralara yerleşmek istemiyor musunuz? peter ile keçi sütü içmek, kelebek kovalamak, büyükanneye kitap okumak. frankfurt'ta bayan rottenmaier'e katlanmaya bile razı değil misiniz?, daha ne diyeyim. Allah'ım ya bizi ya da diğerlerini kurtar, amin.



hade şimdi dağılınız lütfen, işlerim yığılmış çalışmalıyım.

size dalida'dan flamenco oriental hediye ediyorum, güle güle kullanın. dar gelirse bir gece buzdolabında bekletin.

heidi resimleri 23 aralik 2007 pazar günü kahvaltı konusuna atıfen ilave edilmiştir, tam birrrr milyon dolar, alp dağları, küba ve italyanlar da masadaydılar, hepsine selam.

1 Ocak 2008 Salı

ikibinsekiz

ikibinyedi genel olarak buhran havasında geçince ikibinsekiz yılına da bahşedecek fazla umut kalmadı sepette. henüz piyango biletlerimi kontrol edemediysem de muhtemelen bu yılda da astronomik zengin olamıyorum. ve fakat geçtiğimiz yıl yitirdiğim sevdiklerim, maçın son dakikalarında gelen kaza ikibinyediyi de artık istememe hislerimi pekiştirdi.

( sanki başka şansım varmış gibi ) bu yılı sevdim ben, ne bileyim öyle yuvarlak rakam filan hoşuma gitti, üstelik şubat ayı yirmidokuz gün sürecek, yani daha uzun bir yıl var önümüzde, bu sene halam doğumgününü kutlayabilecek. herşey çok güzel olacak. savuluuuun ikibinsekiz geldi...

sağlık, şans, başarı ve mutluluk perilerinin hakedenlerle olması dileğimle. hepinize sevgiler

keremo's mom