15 Mart 2013 Cuma

herkes şarkı söylemek zorunda mı?

herkes şarkı söyleyebilir, herkes yemek yapabilir ama herkes şarkı söylemeli ve yemek yapmalı mıdır? ben sizinle yine çok girift bir yazı paylaşacak iken gecenin bir vakti kendim ve bana sesiyle eşlik eden televizyondan yükselen sesle irkildim. bas bas bağırarak şarkı söyleyenler çok harika şekilde şarkı söylüyor sanıyorlar kendilerini, bir amalia rodriguez olsun, bir dalida olsun nasıl bağırmadan, sakinlikle hedefledikleri duyguyu veriyorlar, değil mi ama?

neys, konuma döneyim. hayatınızda yolunuzun şöyle veya böyle kesiştiği insanlar bir var bir yok fazına geçerse, kesişmemeye çalıştığınız insanları ise kendinizden uzaklaştıramadığınız zamanlar ne yaparsınız? ben sinir oluyorum. bununla da kalmıyor fevri davranıyorum. bir de insanların imalarından, üstü kapalı sözlerinden ne anlamam gerektiğini bilememe durumu var ki dillere destan. ben tam manasıyla "kör gözüm parmağına" durumundayım. açık konuşun arkadaşlar. anlamayan var burada, ayıp değil mi ama?

bu aralar keremo büyümekte, büyürken de bizi sözleriyle güldürmekte;
"annem dersler konusunda insanı biraz sıkar ama sınavlarda rahat edersin"
"sınavlarda 100 alma düşüncesi sınavda bir şey öğrenmemi engelliyor, sadece nota odaklanıyorum"
"sevdiklerimin daha çok işi ve parası olacağına bana daha çok vakit ayırmalarını tercih ederim"

yelkene iyice sardı, bir hoşuna gidiyor bir gidiyor. dehşet bir havayla bize terimleri AÇIKLAMIYOR!

seneye bu okula gitmeyecek olması kendilerini üzüyor mu, yoksa önemsemiyor mu hala çözemedim. zati çocuğu çözebilmek için gittiğimiz danışman psikiyatrist çocuğun çok zeki ve normal ruh halinde olduğunu, mamafih bu denli endişeli bir insansam benim bir uzmana görünmem gerektiğini söyledi :-) ne diyeceksin, uzman işte, bir bildiği vardır herhalde :-)

dramatize etmek istememekle beraber; kayboldum kaybolan yıllar içinde diyerek bu gecelik yazıma son veriyorum. çabuk dağılın. içimdeki Lanu söylemek istediklerini söyleyememekten infilak etmek üzere. kaçın, hasarınız elimden olmasın.

iyi geçinin birbirinizle, bir hareket başlatın, öyle veya böyle bir hareket, ama muhakkak doğru yönde bir hareket.

not: kısa bir süre sonra size bir müjdem olabilir, bekleyin anacım :-)

Homer

Uzundur şiir ezberlememiştim, ezberlemek şöyle dursun okumamıştım bile. geçenlerde bir dikkat/hafıza çalışması için ezberlemem gerekti. çok manidar, sanki daha yüksek duygulara ait kelimeler dizesi gibi geldi, paylaşmak gerek...


ARES'E ÖVGÜ

Egemen ve güçlü Ares, savaş arabası yüklü

Altın başlıklı tanrı,

Yiğit kalpli ve kalkan taşımayı bilen sen, şehirlerin koruyucusu

Tunçla kaplı, güçlü kollu ve güçlü mızrağınla,

Olimpos'u koruyan

Savaşları mutlu sonla bitiren zaferin babası, adaletin koruyucusu

Düşmana hükmeden ve insanları en adil şekilde yöneten sen,

Seni hep götürdüğü üçüncü yörüngenin altında,

Işıldayan savaş atlarının

Eterin yedi yıldızlı yolunda,

Ateşten savaş arabasını süren yiğitlik prensi

Duamı, ölümlülerin başvurusunu dinle, yiğitlik dolu gençlik dağıtıcısı,

Kafamdaki küçük düşürücü korkaklıktan kurtulabilmem ve

Kalbimdeki dondurucu ürpertinin karmaşasını gidermemi sağlayacak

Coşkuyu bulmam için yumuşak aydınlığını ve

Savaşçı gücünü yükseklerden varlığımızın üzerine saç.

Ama sen mutlu tanrı, düşmanı savaşa ve zorlu bir ölüm kaderine düşürürken

Bana barışın kirletilmemiş tüm kurallarına

Uyma lütfunu ver...

HOMEROS