17 Ekim 2017 Salı

i k i b i n o n y e d i y ı l ı y a v a ş y a v a ş a z a l ı r k e n

her yeni gün, bize sunulan bir armağan... sabah yine kuzu kuzu mee'yi özleyerek, yakınlarıma sevgi ve minnet duyarak uyandım, bu olumlu duygulara gelecek endişesi, değişen dünya düzenine uyum sağlayamama kaygısı, bilinmezlikler ve henüz çözülmemiş sorunlar eşlik etti. yine bir denge durumu oldu hülasa. seinfeld'in bir bölümü geldi aklıma; even steven. öyle ya da böyle denge bulunuyor.

haftasonu biga'daydım. italyanların meşhur "cittaslow" mottosu biga'da hayat bulmuş. telaş yok, stres yok, trafik yok, kaos yok. yaşanan günün tadına varıyorlar. buna şahit olunca da, insan kendi kendine "ben ne çok şeyi kaçırıyorum" diyor.

inşallah bu cumartesi keremo geliyor. iki hafta burada kalacak. makul kaçamak planları yaparak etkin, eğlendirici kazanımlarla dolu bir tatil geçirmesini sağlamak hedefim var. hadi bakalım hayırlısı...

ülkemiz ve dünya hakkında bu kez konuşmak istemiyorum.herkes baksın başının çaresine, ben nereye kadar sizin peşinizden koşup ardınızı toplayacağım? doğrusu sevdiklerimi, güvendiklerimi ve birlikte eğlendiklerimi alıp mars'a yerleşmek isterdim. bunu yazarken aniden "kimleri alırdım" diye düşündüm, aslında o kadar az kişi var ki çantama koyup kaçıracağım, o kadar az...

* cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın, sussan acıtır, konuşsan kanatır.
* en tehlikeli kelime "ama"dır. önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür. mesela "seni seviyorum ama..." gibi.
* beklenen hep geç geliyor, geldiği zaman da insan hep başka yerde oluyor...

oğuz atay özledim. külliyatını bir daha geçmek lazım.

3 Ekim 2017 Salı

sonbaharım geldi

merhaba sevgili arkadaşlar,

hala sağ baştan saymadığınız için kaç kişi olduğunuzu bilmiyorum. çoğula hitap edince daha iyi hissediyor insan kendini.

seküler mevzulardan başlayayım; istanbul büyükşehir belediye başkanı değişti, şimdi ankara'da değişiklik olacak diye söylentiler var. barcelona'da terörist saldırı oldu, bir süre sonra abd'de konser alanına saldırı düzenlendi, afganistan'da intihar saldırıları oldu, meksika'da deprem, yangınlar, eğlenceli pek fazla haber yok. varsa da benim haberim yok. doğal afetler de diğer yandan, bir diğer yanda da dünya yansa umurunda olmayan gamsız, tuzu kuru creme de la creme grup.

şimdi sizi kendi özerk dünyama davet ediyorum. keremo iyice ergenlik moduna girdi. dersler eskisi kadar ilgisini çekmiyor, direnç gösterdiği durumlar oluyor, sadece bize karşı olsa iyi; öğretmenlerine de. hep diyorum ya, aklımın yarısı her an onda, mecburen sizinle de bu endişelerimi paylaşıyorum. bunun geçici bir durum olduğunu umuyorum. inşallah, kuzu kendini çabuk toparlar.

hasret kısmı hiç hafiflemiyor, sürekli artış ivmesinde. her saniye özlüyorum, her an. istemsizce bütün hücreler, dokular, keremo'yu merkezkaç kuvveti olarak benimsemiş. kendime bir meşguliyet bulmalıyım, yoksa düşüne düşüne, evhamımı telepatik metodla ona aktara aktara keremo'yu da strese sokacağım.

yaradanımız, tüm çocukları korusun, gözetsin, yanlarında olsun inşallah, keremomu da korusun, hep yanında olsun.

herkese sevgiler

not: eğlencesiz bir yazı oldu, eeee eğlen eğlen nereye kadar...