19 Mayıs 2008 Pazartesi

okul

geçen perşembe huzur içinde saat gecenin onunda eve gitmiş, yemeği ısıtmaya bile üşenmiş soğuk soğuk tabağıma koymuş tıkınmaya çalışırken bir arkadaşım aradı ve mayıs sonuna kadar çocukları okula yazdırmamız gerektiğini söyledi. yemeğimi zar zor yuttum ve " ne mayıs sonu, okullar eylül ayında açılmıyor mu? oooohooo daha çok var ne telaş ediyoruz? " dedim.meğer ben okulları bitirdikten sonra yani 12 yıllık bir zaman zarfında olanlar olmuş ve herşey değişmiş. yıllarca uyuyup uyuyup aniden uyanmış gibiyim. bu iki haftada nereden okul bulacağız da huzura kabul edilip kayıt yaptıracağız da falan da filan. şeytan diyor ki yollama okula, sen de işi bırak. alın kitapları baştan başlayın çalışmaya. al sana okul, al sana eğitim. servis yok, yemek problemi yok,okul masrafı yok, kıyafet serbest. hatta istersen ayakkabısız bile gelinebilir bir okul. hayal gibi değil mi?

şimdi eğitim programı
8:00 - 9:30 kahvaltı saati
9:30 - 10:30 lisan dersleri
10:30 - 11:00 istirahat
11:00 - 12:00 matematik
12:00 - 12:30 istirahat
12:30 - 13:30 fen bilgisi
13:30 - 14:00 yemek
14:00 - 15:00 öğlen şekerlemesi
15:00 - 16:00 lisan dersleri
16:00 - 17:00 müzik ( yandan yandan şeklinde beden derslerini de ihtiva eder )
17:00 - 17:30 kurabiye & süt
17:30 - 18:30 ödevlerin yapılması
18:30 - 20:00 serbest zaman ( boyama, resim filan yapılabilir bu sürede )
20:00 - 21:00 akşam yemeği
21:00 - 21:30 kitap okumak
21:30 - 22:00 diş, pijama vs. uyku

yemekleri birisi hazırlasa, mesela nesrin bu işi halletse ve cidden çocuklarımızı bu düzende eğitebilsek ne şahane olur değil mi ama?

yazmak istediğim çok şey var aslında da sizi düşündüğümden yazamıyorum; necefli maşrapa eşliğinde " bu site .... mahkemesinin .... sayılı kararıyla kapatılmıştır " türünden bir yazıyla karşılaşmamanız için dostlarım. öyleyse haydi okulaaaa

bir de geçenlerde çok komik bir yazı okudum; her ile üniversite yapılacakmış ki ilden ile öğrenci transferleri dursun. ilköğretim öğrencileri taşımalı eğitim adı altında hergün yüzlerce kilometre yaparken üniversite çağına gelmiş gençler için böylesine güzide bir hizmet sunulması ne hoş. bu yasaları, kanunları ve kanun hükmünde kararnameleri kim yapıyor merak ediyorum. sanki deneme tahtasıyız hepimiz, her şehir, her birey... verilen talimat ise şu; hımmm bir de bunu deneyelim bakalım ne olacak :-)

hadi ben kaçtım, kaçmadan önce size bir sanat çalışmamı sunuyorum, kopyalamayınız, sadece bakınız. aklınızı başınıza devşiriniz, asabımız bozmayınız. muhalif olunuz, korkmayınız. muhalif derken yapıcı muhalif yani


Hiç yorum yok: