25 Temmuz 2025 Cuma

ihmal

sizi yine ihmal etmişim, üzgünüm. her gün birbirini kovalarken buraya uğramayı atlamışım. olsun, bu sayede onlarca veri toplandı. hazırsanız başlıyoruz...

* keremo ve projesi güzel yol katediyorlar. başarısını şimdiden görüyorum, daha önce onlarca kez efo'nun dediği gibi tarih bahsedecek benim çocuğumdan, kişisel analiz yapan ilginç bir uzman bir radyo yayınında keremo'nun önünün çok açık olduığunu anlatmıştı uzun uzun, onun yolu açık, ne istiyorsa başaracak, bağımsız fikirlerini hayata geçirecek ve hayal ettiklerine kavuşacak demişti. ben de öyle olduğunu biliyorum, keremo hep dediğim gibi yavrum; dünya senin sahnen, çık istediğin gibi oyna. hayatımda başıma gelen en güzel şey senin annen olmak, dilerim çooook uzun yıllar ışığını dünyaya yaymaya devam et...

* ülkemizde üretim kanallarının tıkanması neticesinde işler epey sıkıntıya girdi. çalışma hayatım boyunca hep üretimde çalıştım (altı-yedi aylık electrolux dönemi hariç), durumun bu denli stres yapıcı olduğu döneme hiç denk gelmedim. gelecek kaygısı bir şekilde bugünü doğru yaşamayı da engelliyor, umarım yakın zamanda işler yoluna girer ve üretim gücümüz yeniden canlanır.

* babamın ikinci yılı doldu, inanamıyor insan iki sene olduğuna...umarım tüm ağrılarından uzak, huzurlu ve sapasağlamdır canım babam.

* kişisel alanımda çok paylaşımlık revizyon yok, hoş bugün karar verdiğim konular var elbette, uygulamaya koydum hatta, pek mutluyum. neticesini ne zaman alırız bilmem ama yola koyulmak bile iyi geldi. detayları uygun dili bulunca paylaşacağım.

* eskiden iyi gelen konuların pek çoğu artık iyi gelmiyor, eski dostluklar, eski paylaşımlar naıl oluyor bilmem şekil değiştiriyorlar. insan dün sevdiğini bugün göemek dahi istemiyor. bu yılın ilk günlerine kadar pesketaryen olan ben bugün omnivorlar kulübüne transfer oldum. herhalde değişim ve belki de evrim böyle bir şey, yok olmuyor başka bir şeye evriliyorsun.

* overthinking; her ne kadar bu sıcak günlerde (bana göre 97 derece sıcaklık var, meteoroloji hissedilen 56 der) akşamları bayılarak uykuya daldığımdan pek düşünmeye zaman kalmasa da boşa koysam dolmuyor, doluya koysam almıyor haline sık sık giriyorum. hoş; seza'nın dediği gibi ben biricik değilim, muhtemelen bütün insanlar bu haldedir. başa çıkma yöntemi olarak meditasyon önerildi, ufaktan denemeye başladım, umarım işe yarar ve herkes dener....

* yıllar ne çabuk geçiyor, değil mi? bazen ılık bir kumsal gibi ayak tabanlarımıza masaj yapıyor, bir diğer zaman çoşkulu dalgalar gibi bize çarpıp kendimize getirmeye çalışıyor. kimi zaman derman kimi zaman derdin kendisi... carpe diem


devam edecek... 

Hiç yorum yok: