19 Mart 2010 Cuma

transformation

merhaba canlarım. bugün yine kafam çok karışık. kardeşimle uzun süredir konuştuğumuz bir yenilenme, kırılma noktası meselesi vardı. kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi misali olduğumuz yerde dönüp durduğumuzdan, bunu farkettiğimiz ilk anın sarmaldan kurtulduğumuz an olacağından emindik.

birkaç gündür içimi kaplayan bulutlar dağılmaya başladı. bir kaç küçük şeyin farkına vardım; buyrun sofraya geçelim de anlatayım;

bu hayat bizim, herkesin hayatı kendinin hatta. bu bağlamda ben de üzerinde hüküm sürebildiğim tek varlık olan kendimi yönetmeye başlayacağım. ilk anda denemeyi düşündüğüm yönetim şekli; diktatörlük. hatta 22 Mart 2010 sabahı bu rejime dair uygulamalara başladım. açıkçası bugün 1 Nisan 2010 ve kendimde bazı farklar görmeye başladım bile.

oto kontrol güzel şeymiş ya. bununla beraber umutsuzluğum giderek artıyor desem yalan olmaz. şöyle çıkınımı toplayıp, artık piyangoda neresi çıkarsa göç edesim var. hayırlısı diyor ve bu yazıyı da kapatıyorum.

lütfen ağaç dallarını koparmayın.

Hiç yorum yok: