27 Kasım 2013 Çarşamba

ashes to ashes

bugün bir yakınımdan isviçre'de hem yer darlığı hem de naaşları toprakla, dolaylı yoldan da suyla buluşturmak istemediklerinden kelli tüm ölülerin yakıldığını duydum. küller de kavanoz içinde toprağa gömülüyormuş. tüm insanlar bu şekil defin olayını tercih eder mi emin olamadım. ama ben isterim galiba. küllerimi de klimanjaro'ya serpin. sabah vakti, güneş doğmadan hemen önce.

üüffff. ya da ne bileyim bir de cesedimle, külümle uğraşmasalar da oturup arkamdan iki dua mı etseler acep. bilemedim. neyse daha inşallah buna karar verecek uzun yıllar vardır. ne de olsa daha 90 yaşındayım.

aslında birşey söyliyeyim mi, kendi yaşlanmamdan ziyade sevdiklerimin yaşlanması üzüyor beni. isimlerini saymıyorum, onlar kendilerini biliyorlar. kendim zati yaşlanıyorum gibi gelmiyorum kendime, ama kurtların köpeklere maskara olduğunu görmek canımı sıkıyor.


öpüldünüz...

not: kelimeler sırada bekliyor; bizi de yaz, bizi de yaz diyorlar. ama yok öyle üç kuruşa beş köfte. bir daha tongaya basar mıyım? bugüne kadar söylediklerimden pişman olduğum oldu, söylemediklerimden asla...

Hiç yorum yok: