31 Ocak 2014 Cuma

neruda

yangın yerindeyim
yanan değil alev olarak
öfkeme sarılmış beklemekteyim
yağmurdan hiç korkmayarak

yaklaşan bir güruh var
kendilerini neyin beklediğini bilmeyen
köşeyi dönüverince karşılaşıyorlar
benimle, alevden, sonsuz öfkesi dinmeyen

istemiyorum onları da harıma katmak
lakin dizginlenemiyor içimdeki öfke
yapılması gereken belli hepsini görünce
kendimi bir kez daha kendi ateşime atmak

insan kendini kaç kere yakabilir
nerede durur insan, nasıl dizginlenebilir
geçmişe asıp kurtulamadığı paltosundan
peşi sıra gelen onlarca korkusundan

korkunun zamanı değil bu
salt içime işlemiş isin kokusu
farkındayım durdurmak için gereken çabanın
maalesef freni yok bu taştan yuvanın

yuttuğun canların hesabını tutup
yanına yeni ruhları katıp
içine nafile yeşiller koyup
kendi ateşinden kurtulamazsın
nereye gitsen de od'unu bırakamazsın

gelme yanıma, derdim kendimle
istemem uğraşmak yağmurla, kuşla
gitmek istersen kendinden başla
tut bir bulut ucundan yakala beni
yağmurla birlik ol gel sustur beni

inan bana elimde değil seninle uğraşmamak
ateş de, bulut da, yağmur da olsam
içimde yaşayan küçük cana ulaşmak
belki de tek avuntum seninle olmak
son günüme kadar yanında olsam
isterim bin yıl daha yanında olmak
her gün yeniden yeniden yansam

oğlum, öfke ateşinde kavrulurken suyum
hüsranda, elimden tutan güneş ışığım
fırtınada sığınacak tek limanım
omzunda belli ki kocaman yüküm
parla ışığın hiç sönmesin
sevgili yıldızım senin dünyaya gelme sebebin
belli ki aydınlatmak bizi iki gözüm.

şiir yazamam ben, sadece nesir şu an hissettiklerimi ifade edemez diye sıraladım. kuzum için binlerce şükür, dünyayı güzelleştiren tek şey çocuklar. all my children...





Hiç yorum yok: