17 Temmuz 2007 Salı

bizimkilerin 36. evlilik yıldönümü


annemle babamın 36. evlilik yıldönümü için sürpriz bir şey hazırlamak istiyorduk ama ne yapacağımıza karar veremediğimizden epey düşündükten sonra ikisinin de çok sevdiği güzelce'deki bahçede yemek hazırlamayı uygun gördük.

bir gün önceden menüyü planladık, kağıt fenerlerle renkli lambalar aldık.


o sabah erkenden evden almamız gereken mazlemeleri arabaya koyup işe gittik. öğleden sonra saati zor 4 edip hemen çıktık, bizim kuzin gül'ü sıkı sıkı tembihledik " babam sorarsa işleri vardı çıktılar dersin " şeklinde.


hemen alışverişimizi yapıp güzelce'ye varıp işlere koyulduk, ortalıktaki çöpleri topladık, masayı hazırladık, fener ve lambaları astık.


menümüz wokta kremalı mantarlı tavuk ve ( tavuğa ön haşlama yaptığım suyu ilave ettiğim ) pirinç pilavıydı. bahçedeki leziz domatesi, salatalığı ve biberleri de eklemeyi unutmadık. yan komşumuz sedef abla da bahçesinden papatya, nane gibi bildik bitkiler ve tanımadığımız çiçeklerden çok güzel iki demet hazırlayarak soframızı şenlendirdi. az sonra yemeğe de yanlarına kömürlü gerçek semaverlerini de alarak katıldılar.


annem, babam, başocan ve keremo evin önüne geldiklerinde arabaları görünce panikle onlarca senaryo yazmışlar; bunların burda işi ne? acaba ne oldu şeklinde. bizi koca yastıklar üzerinde chill out yaparken bulunca eminin annem eski günlerdeki gibi terlik atmak istemiştir. gerçi yıllardır kimse terliklerin hedefi tutturabildiklerine şahit olmamıştır, bu yüzden pek önemsemeyiz... ancak o denli korkmuşlar ki annem sofrada bile hala ne kadar endişe ettiğini anlatıyordu.


işin en iyi tarafı her ikisinin de yıldönümlerini unutmuş olmalarıydı. iyi valla hem biz yokken evlenin hem de unutun. evlat olmak zor iş anne babanız yerine herşeyi sizin düşünmeniz gerekiyor :)


Hiç yorum yok: