21 Temmuz 2007 Cumartesi

seçmek ya da seçmemek

( yukarıdaki fotoğrafta kararlı bir seçmen görüyorsunuz, yıllardır aynı ideolojiye oy veren, kimsenin istikametini bozamadığı. kararlı olmak böyle bir şey olmalı, ne istediğini bilen, ona göre yaşamını presiplerle bezeyen )

( bu fotoğraf ise kararsız seçmeni gösteriyor. karman çorman dimağı, gözleri umut ışığı arıyor, varılacak limanı ( liman burada oy verilecek parti oluyor ) bulmayı umuyor, ne yapacağını bilmez bir halde. fazla trajik olduysa gülün geçin, boşverin okumayın resim altlarını )

tüm dünyanın gözünü bizim üzerimize çeviren ( yazılı basınımızdan aşırtma bir cümle, yoksa benim şahsi olarak bir fikrim yok; dünyanın gözü bizde mi değil mi diye ? ) seçim günü kaçınılmaz olarak geldi; yarınnnnn.

pek politika bilgim yoktur benim. savunmamsa var; eee 80 kuşağıyız biz , apolitiğiz, depolitiğiz ve nepolitiğiz, soğuk bakarız politikaya ( müslüm baba misali: bırrrrrrrrr ). devlet potansiyel gücümün farkında, bile bile yaptılar o anayasayı ki beni uzaklaştırsınlar politikadan. aksi halde dünyanın gidişine yeni yön veren liderlerden olacağımı biliyorlardı. çok sıkı muhbirleri olduğundan benimle ilgili istihbaratları kuvvetli yani.

nitekim; önce oy verme hakkımı elimden almaya çalıştılar bana seçmen kağıdı vermeyerek ( asıl sebep başka, taşındığımız halde ikametgahımızı yeni yere nakletmeyi mehmet de bendeniz de atlamışız. eskiden neredeyse her evden dışarı çıktığımızda gereken ikametgah kaydı ve nüfus cüzdan sureti şimdilerde pek gerekmiyor bu sebeple muhtarlığın yerini bile öğrenmemişiz. işbu sebepten herkes " kime oy vereceksin ? " sorularına başlamadan aklımıza seçmen kağıdı / muhtarlık düeti gelmedi ) politika arenasından uzak tutmaya çalıştılar. ama aslan yürekli mehmet seçmen olma hakkımızı yeniden kazanmamızı sağladı, çok uğraştı bunun için, çok savaşlar verdi, tehlikeler göze aldı, herşeyin bir bedeli olmalı canım ( eski muhtarlığımıza, yani bir mahalle öteye giderek ). heeeeeyt be, kim tutar beni, kullanacağım oyumu. demokrasi, demokles, kılıç, özgürlüğüm engellenemez!!!!!!!!

gelgelelim oyumu ona mı, buna mı yoksa şuna mı vermeliyim bilmiyorum. artı ve eksileriyle düşündüğümde kusura bakmasınlar ama ortaya bir ehven-i şer çıkmıyor. moralleri bozulmasın diye bir ilave yapayım; hepimizin kusurları var zaten, değil mi ama? keşke hep beraber hareket edebilsek ve kimseye oy vermesek. hepimiz. sonuçlar açıklandığında her biri ikişer üçer oy almış olsa. o kadar oyu alırlar zannedersem. bu kertede yüksek ikna kabiliyetime rağmen parti yöneticilerini de kimseye oy vermemeye ikna edebileceğimi sanmıyorum. çok ısrar ederseniz sizin için denerim; ama fazla bel bağlamayın bana; söz vermiyorum. gerçi böyle bir halin tezahür etmesi durumunda seçimler yinelenir ve bir ton para boşa gidermiş, amaaaan zaten bir ton paramız hergün çeşitli sebeplerle eriyip gidiyor. böyle bir dersin bedeli bence parayla ölçülemez. hem o giden para benim, sizin ve onların. hepimiz kabul ettikten sonra kim ne diyebilir???

hiçbir partinin tüzüğünü okumadım, takım tutar gibi parti de tutmuyorum. zaten takım da tutuyor sayılmam; beşiktaş'ın renklerini çok zarif buluyorum, en sevdiğim renklerdir. işbu sebeple fahri beşiktaşlı sayılırım. partilerin renklerini de bilmiyorum, ama renge göre karar verilmez ki zaten! partiler konusunda mütereddit ruh halimi atak yapacak moda çeviremiyorum... zordayım anlayın. pegasus elimde, ben nereye gideceğime karar veremiyorum. zavallıcık benden kahramanlık bekliyor.

fransızların bir sözü varmış; kalbim solda ama cüzdanım sağ cebimde diye. ben pek romantik sayılmam, cüzdanım da daimi olarak çantamdadır. bu ipucundan da yararlanamıyorum.

offff of, en iyisi ben bu akşam istihareye yatayım. seçim sonuçlarını da görmek niyetiyle. yarın bilgisayar başında olamayacağım. sonuçları pazartesi yazabilmeyi umuyorum. peki siz hangi partiye oy vereceksiniz? en azından bir tüyo verseniz, söz kimseye söylemem

kararsız seçmen

Hiç yorum yok: