17 Temmuz 2007 Salı

aramızdan biri










merhaba. bugün bizi ofiste ziyarete gelen bir arkadaşımızla sohbetimiz çok enteresan yerlere gidince kendisinden bu konuları sizinle de paylaşmak için izin aldım.. işte deniz karaağaç, işte söyledikleri..
keremo : seçimden sonra nasıl bir ülke bekliyorsun denizciğim
deniz : her seçim sonrası olduğu gibi yeni hükümete de alışacağız ve sesimiz çıkmayacak. bu konuda kötümserim.
keremo : sen nasıl bir hükümet isterdin?
deniz : şu anda mevcut hiçbir siyasetçiyi beğenmiyorumdaha genç ve siyaseti gerçekten okumuş olan birilerinin gelmesini isterdim. oysa memleketimizde herkes siyaset yapıyor. daha özgür bir ülke olabilsek keşke.
keremo : nasıl yani?
deniz : benim başım açık diye nasıl problem yaşamıyorsam, kapatmak isteyenler de yaşamamalı. zaten yabancı ülkeler bize yeterince çifte standart uyguluyor, bari biz kendimize yapmayalım. sağcı-solcu, alevi-sünni gibi ayrımcılık ön planda tutulacağına; Türk başlığı altında kendimizce Türk kimliğimize zarar vermeden yöneldiğimiz niteliklerimizi özelimizde yaşamalıyız. Varoluş sürecimizde yaptığımız savaşlarda nasıl her beraber düşmana karşı koyduysak, ikinci kimliklerimizi ön plana çıkarmayıp ortak bir amaç için birlikte hareket ettiysek şimdi de aynısını yapmalıyız.
keremo : küresel ısınma hakkında düşündüklerin nelerdir?
deniz : küresel ısınma yaşadığımız ve daha da yaşayacağımız bir gerçek. dolayısıyla yazılı ve görsel basın aracılığıyla ne yapmamız gerektiği ve hepimizin üzerine düşenler tekrarlanan mesajlarla anlatılmalı. biz millet olarak hassasız. üzerimize düşeni yaparız diye düşünüyorum.
keremo : iş hayatı hakkında düşündüklerin nelerdir? işinden memnun musun?
deniz : çalışmayı ve iş hayatını seviyorum ama benim işim çok stresli ve insanların memnun olmamasından şikayetçiyim!
keremo : ben biliyorum ama okuyucularımız bilmezler, ne iş yapıyorsun?
deniz : bir tekstil firmasında müşteri temsilcisiyim.
keremo : kadın - erkek ilişkisi hakkında ne düşünüyorsun?
deniz : kadınların erkeklerden üstün olduğunu düşünüyorum çünkü; dinimiz dahi kadını kutsal olarak nitelendiriyor, üstelik hepimizin günlük hayatta defalarca gördüğü gibi kadınlar erkeklerden daha zeki. iş hayatında da daha düzenli ve daha başarılılar. anne olma özelliği de kadınlara verilmiş bir ödüldür. ve bence her kadında keskin bir zeka vardır diye düşünüyorum.
keremo : çok zeki olduğunu düşündüğün bir kadın ismi dersem? güncel isimlerden
deniz : kendim desem? ( burada hepimiz çok gülüyoruz deniz'in tevazusuna )
keremo : bu yaşlarda nerede ve ne yapıyor olmayı hayal ediyordun? ( bu arada deniz 35 yaşında )
deniz : istanbul'da boğaz'da mesela lacivert gibi bir restoranın sahibi veya işletmecisi olmayı istiyordum
( burada anlıyoruz ki deniz hayallerinden uzak bir noktada ve bu konuyu fazla deşmiyoruz )
keremo : büyük bir pişmanlığın var mı hayatta, okuyucularımız seni tanımıyor merak etme, hatta okuyucumuz var mı bilmiyorum :-)
deniz : ( susuyor, yanlış bir soru sordum galiba ama ok yaydan çıktı bir kez ) zamanımı çok boşa harcamışım, bundan dolayı çok çok pişmanım. o yılları geri verseler keşke. yaşadığım aşklardan pişmanım; hep üzülen taraf olduğum için, hep başkaları ne der diye düşündüğüm için bir çok şeyi yaşamadım. sürekli ailemi düşünerek hareket ettim, bundan da pişmanım. başka bir şehirde veya ülkede yaşamak istedim olmadı, istediklerimi asla yapamadım.
keremo : en azından bir kısmını düzeltme şansın olamaz mı? çünkü sonuçta daha yaşayacakların vardır?
deniz : bundan sonrasını yaşarken " insanlar ne der " diye yaşamamaya çalışacağım. kendi çocuğumu yetiştirirken bunları yaşatmamaya çalışacağım.
keremo : şöyle söyleyeyim; çocuğunu da insan kendi başına yetiştiremiyor. mutlak surette çevreden etkileşim oluyor haberin olsun. çocuk sahibi olmayı düşünüyorsun sanırım, inşallah. evlilik filan?
deniz : evlilik düşünüyorum, anlaşabileceğim biri olursa :-)
keremo : nasıl biriyle anlaşırsın?
deniz : yanında olmaktan sıkılmayacağım, beni güldürebilecek, keyiflendirebilecek, benden daha genç biriyle ( her zaman bana tazelik vermesi için ) anlaşırım herhalde. iyi temizlik yapan, iyi bulaşık yıkayan, güzel kokan birisi olsun lütfen. omzuna kafamı yasladığımda güven hissi veren biri olmalı, dostun olmalı.
keremo : cem yılmaz olur mu desem, hem omuzları da geniş ?
deniz : pek güven vermiyor bana.
keremo : evlilikten beklentilerin neler?
deniz : kendi halinde bir evin olması, sevdiğin adamın evde olması. çocuğun olunca ailenin tamamlanması.
keremo : yetersiz cevap :-(
deniz : fazla hayal kurup sonra üzülmemek için evlilikle ilgili hayaller kurmuyorum. yaşayıp görmekten hoşlanıyorum.
keremo : sana şu an üç dilek hakkı versek??? ne dersin?
deniz : 1. genç olmak istiyorum. 2. herşeye yeni baştan başlamak istiyorum. 3. çok para istiyorum.
keremo : hımmm bunca paragöz olduğunu farketmemişim :-)
deniz : yaşarken hayat pahalılığı ve herşeyin para olduğunu görmem bana bunun önemimi öğretti. paran varsa herşey kolay.
keremo : hayatında ki en önemli üç şey desem?
deniz : ailem, ailem, ailem..
keremo : asla değişmesini istemediğin üç şey de son sorumuz..
deniz : ailem, dinim, kadın olmak
keremo : bu konuşmadan anlıyoruz ki her kadın gizli feminist olabilir, herkes pişmanlıklar duyabilir ( hatta duyar ), deniz hafif çatlak ( bunu bazı yazamadığım cevaplara dayanaraktan söylüyorum :-) )

Hiç yorum yok: